Kadın Yaşamının Çağları Menopoz ve Klimakterium
KADIN YAŞAMININ ÇAĞLARI
KLİMAKTERİUM VE MENOPOZ
Seksüel olgunluk çağının bitiminden ihtiyarlığa kadar uzanan klimakterium devresinin en önemli özelliği üretim fonksiyonlarının, ve sonunda adet kanamalarının duruşudur (menopoz). Menopoz ve klimakterium sözcükleri birbirine karıştırılmamalıdır. Klimakterium, cinsel olgunluk çağının bitiminden ihtiyarlık devrinin başlamasına kadar geçen tüm yılları kapsar. Menopoz ise, klimakterium devri içinde, kadının son âdetini gördükten sonra ihtiyarlığa kadar uzanan devredir. Genel olarak klimakteriumun ortalama olarak 45 yaşında başladığı kabul edilmektedir. Klimakteriumun başlama zamanının kadının evli, bekâr, çocuklu veya çocuksuz oluşunun ve cinsel birleşmenin azlığı veya çokluğunun bir etkisi yoktur. Yaş dönümü ismini de alan klimakterium, yarattığı çeşitli organ bozuklukları, klinik şikâyetler ve özel ruhsal davranışlarla kadınların bunları atlatmak için uğradıkları zorluklar bakımından pek karmaşık ve önemli bir çağdır. Yumurtalık yetersizliği ve bunun sonucu olarak âdet mekanizmasında bozukluklar ve en sonunda adet kanamasının durduğu ve ortadan kalktığı görülür. Böylece doğurganlık yeteneği kaybolur. Klinik olarak sıcak basması, terleme, ürperme, nefes darlığı, çarpıntı, göğüs ağrısı, kulak çınlaması, baş dönmesi, baş ağrısı gibi şikâyetler. Bunların yanı sıra yorgunluk, unutkanlık, depresyon, uykusuzluk ve hatta seyrek olarak psikozlar ve libido bozuklukları görülebilir. Kadın cinsel olgunluk çağındaki diriliğini yavaş yavaş kaybeder. Cilt daha kurudur, kırışıklıklar artar. Kadınların bir kısmında kalça ve gövdede yağlanma, bir kısmında ise zayıflama başlar. Saç ve vücut kıllarında dökülme ve ağarma ve bazı kadınlarda androjen hormonların etkisiyle sakal ve bıyık çıktığı dikkati çeker. Bu devre genel olarak bir iki yıl sürer.
Yukarıda sıralanan belirtilerin hepsinin birden herkeste ortaya çıkmayacağı aşikardır. En öneli nokta, bu şikâyetlerin genellikle hormonal tedavi ile istenildiği şekilde kontrol altına alınabilmesidir.
Aybaşı kesimi, sanıldığı gibi, ihtiyarlık çağının başlangıcı değildir. Gerçi bazı kadınlar bu tabii gelişmeyi kabullenemedikle-ri için ruhsal ve yapısal bir çöküntü ile ihtiyarlamaya başlarlar, fakat birçok kadınlarda bunun atlatılması ile normal bir şekilde kadınlık fonksiyonlari devam eder. Esasen klimakterium kadın yaşamında beklenen normal bir dönemdir. Hastalar aydınlatılmalı, sadece ortaya çıkan kinik şikâyetlerin tedavisiyle ye-tinilmemeli ruhsal açıdan yardımcı olunmalıdır.
Klimakterium cinsel yaşamın da sonu değil, olgun bir çağın, mutlu bir ihtiyarlık dönemi öncesinin başlangıcıdır.
Bilindiği gibi aile planlamasının iyi yapılamadığı çevrelerde istenilen çocuk sayısından sonraki aşamada gebe kalma korkusu, kadının cinsel hayatını etkilemekte ve bu korku nedeniyle cinsel bozukluklar, tatminsizlikler ve isteksizlikler ortaya cıkmaktadır. Bu yaşlarda âdet kesilmesi ile gebe kalma korkusu; ortadan kalktığından birçok kadında cinsel yaşam daha normal ve stressiz bir gelişme içine girmektedir. Bu durum “second honeymoon” “ikinci balayı” sözcükleri ile kanıtlanmaktadır.
Henüz yorum yapılmamış.