Erbakan’ı hiç böyle görmediniz
Fehmi Çalmuk’un, eski Başbakanlardan Necmettin Erbakan’ın bugüne kadar hiç yayınlanmamış belge ve fotoğraflarından oluşan “Das ist Erbakan” kitabının ikinci cildi yayımladı.
Kitapta Necmettin Erbakan’ın Hatice Nermin Saatçioğlu ile nikah fotoğrafları ilk kez yayımlandı.
Nikah fotoğrafında Nermin Saatçioğlu’nun başının açık olduğu, Erbakan’ın ise papyon taktığı görülürken Saatçioğlu’nun evlilikten sonra başını kapamaya karar vermesi de Çalmuk’un çalışmasında anlatıldı.
Das ist Erbakan’da Nakşibendi Şeyhi Küçük Hüseyin Efendi’nin mezarı başında öldüren Üzeyir Garih hakkında da bir bölüm bulunurken, Garih’in Necmettin Erbakan ve Alparslan Türkeş hakkındaki sözleri dikkat çekiyor.
İşte kitaptaki o bölümler:
Papyonlu düğün fotoğraflarıyla ilk kez görüntülen Necmettin Erbakan İstanbul Çınar otelde evlendi. Erbakan’ın nikah şahitleri ise İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörü Profesör Dr. Bedri Karafakioğlu, diğeri ise TOB Başkanı Sırrı Enver Batur’du.
RESMİ BÜYÜTMEK İÇİN ÜZERİNE TIKLAYIN
Evlendiğinde başı açık olan Nermin Erbakan’ın, büyük kızı Zeynep Erbakan 4 yaşına bastığında ateşli bir hastalık nedeniyle menenjit olup acilen hastaneye yatırıldığında “Zeynep, iyileşsin kapanacağım Allah’ım” diye dua ettiği öne sürülüyor. Aile çevresinin anlattığına göre sabah hastaneye gittiklerinde, Zeynep’in tehlikeyi atlattığını öğrenen Nermin Erbakan, Fatih’den bir mağazadan kendisine başörtüler alarak eve gelmişti. İstanbul dışında olan Erbakan’ın ancak bir gün sonra gece yarısı eve geldiğinin dile getirildiği kitapta Necmettin Erbakan’ın heyecanla eve döndüğü vakit kapıyı açan başörtülü eşi Nermin Erbakan olmuştu. Erbakan’ın karşılaştığı manzara karşısında dakikalarca güldüğü, sonra da sevinç göz yaşları döktüğü anlatılır.
ERBAKAN: ÜZEYİR GARİH İMANLIYDI
Nakşibendi Şeyhi Küçük Hüseyin’in Efendi’nin mezarı başında öldüren Musevi kökenli Üzeyir Garih’in Türkeş hakkındaki sözleri Erbakan’ın yakın çalışma arkadaşı iş adamı Mustafa Köksal’a dayandırılarak de ilk kez yayınlanıyor:
“Üzeyir Garih ile 1985 -86 yılları olsa gerek, bir yolculukta Almanya seferinde uçakta yan yana oturduk… Uzun uzun konuşma imkanımız oldu. Benimle birlikte polis kontrolünde iken şunları söyledi ‘Bu ikinci kez başıma geliyor…Ayağımın biri diğerinden kısa olduğu için yüksek topuk yaptırıyorum. Ancak bu da böyle yolculuklarda devamlı sorun oluşturuyor, polis ayakkabımın topuğunu yarıp içine bakıyor. Benim Almancam yok. İngilizcem var. Sizin Almancanız iyi ise kontrolde yardım edin’ dedi. Benim Refah Partisi Çankaya ilçe başkanı olduğu öğrenince çok mutlu oldu. İTÜ’de Erbakan Hoca’nın öğrencisi olduğunu ona saygısının büyük olduğunu anlattı. Bir ara “Hiç Küçük Hüseyin Efendi’yi duydun mu? diye sordu. Kendisinin her fırsatta Eyüp’deki mezarının başına gidip dua ettiğini söyledi. Aslen Kıbrıs’lıdır. Gerçek adı Hüseyin Feyzullah’dır. “Madem siyaset yapıyorsun Kıbrıs’lı olup da adı Hüseyin Feyzullah olan bir siyasetçi var. Tanır mısın” dedi. Tanımadığımı söyleyince ‘Alparslan Türkeş’dir. O da Küçük Hüseyin Efendi’ye intisaplıydı.’ Bu zat Sabataist değil mi ? diye sorunca, Hz. Muhammed Efendimizin döneminden örnek verdi. ‘Peygamberimizi öldürmeye gidenler, imana gelip Müslüman olmadı mı? Tövbe ettikten sonra eski inancının ne hükmü var’ dedi.”
Henüz yorum yapılmamış.