kadın sitesi kadınca örgü dantel

Gülşen’e cezaevinde eşi Ozan Çolakoğlu’ndan ziyaret!

Şarkıcı Gülşen, imam hatip liselilere yönelik sarf ettiği sözlerinden dolayı “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçundan tutuklanarak Bakırköy Kapalı Kadın Cezaevi’ne götürülmüştü.

Şarkıcıyı, eşi Ozan Çolakoğlu, cezaevinde ziyaret etti

İmam hatiplilere yönelik sözleri nedeniyle başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanan şarkıcı Gülşen, dün tutuklanarak, Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna götürülmüştü.

Bugün Gülşen’i eşi Ozan Çolakoğlu, cezaevinde ziyaret etti. Avukatıyla beraber gelen Çolakoğlu, içeride yaklaşık iki saat kaldı.

RESİMLERİ BÜYÜTMEK İÇİN ÜZERİNE TIKLAYIN


AVUKATI KONUŞTU: GAYET GÜÇLÜ DURUMDA
İHA’da yer alan detaya göre; Çolakoğlu ile ziyarete gelen avukatı, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Avukatı, Gülşen’in durumunun gayet iyi olduğunu ve kendisini destekleyen herkese teşekkür ettiğini belirterek, “Durumu gayet iyi. İlgilenen herkese teşekkürlerini iletiyor. Gayet güçlü durumda, kendisi de açıklama metninde ifade etti. ‘Birilerini kırdıysam, incinen herkesten özür dilerim.’ dedi. Ben hukukçuyum, hukuki olarak da bu neticenin olmaması gerektiği kanaatindeyim. Gerekli teknik takipler yapılıyor. İlgilenen herkese sevgilerini iletti.” şeklinde konuştu.

İŞTE TUTUKLAMA GEREKÇESİ

İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği’nin tutuklama kararında, şu ifadeler kullanıldı:

“Şüphelinin üzerine atılı bulunan ‘halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme’ suçunu işlediği hususunda kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösterir somut delillerin mevcut olduğu, suçun yasal alt ve üst sınırı dikkate alındığında adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağının anlaşılması, bu anlamda tutuklama tedbirinin daha uygun ve orantılı olacağı değerlendirilmekle, şüphelinin tutuklanmasına karar verildi.”

İLK İFADESİ
Konserinde imam hatiplilere yönelik sarf ettiği sözlerden dolayı “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçundan hakkında başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan şarkıcı Gülşen, tutuklandı. Gülşen, sosyal medya hesabından, “Söylemimden rahatsızlık duyan ve incinen herkesten özür diliyorum” paylaşımında bulundu. Şarkıcı, savcılıkta verdiği ifadesinde ise, “Bu kısa görüntü aylar sonra kim tarafından ne amaçla servis edildi bilemiyorum. Ancak provokatif amaçlı olarak servis edildiğini düşünüyorum. Ben imam hatiplileri ya da ülkemizin bir kısmını kötülemek, onlara hakaret etmek amacıyla asla bu konuşmayı yapmadım.” şeklinde konuştu.

Şarkıcı Gülşen’in İmam Hatip Liselilerine yönelik sözleri nedeniyle tutuklanmasının ardından avukatı Emek Emre adliye önünde açıklama yaptı. Avukatı Emre, “Türkiye bir hukuk devleti, yasaların müvekkilim içinde adil ve eşit bir şekilde uygulanmasını beklerdik. Kanaatimizce müvekkilimin işlemiş olduğu bir suç bulunmamaktadır. Bu suçun alt ve üst sınırlarına baktığımızda tutuklama tedbiri çok uygunsuz olmuştur” dedi.

GÜLŞEN’İN AVUKATINDAN AÇIKLAMA

Şarkıcı Gülşen’in Sulh Ceza Hakimliğince tutuklanmasının ardından avukatı Emek Emre adliye önündeki meydanda basın mensuplarına açıklama yaptı. Emre, “Hepinizin duyduğu üzere çok üzücü bir şekilde Gülşen Hanım tutuklandı. Şunu belirtmek istiyorum avukatları, ailesi, kendisi ve hepimiz çok üzgünüz. Burada müvekkilim Gülşen hepimiz gibi Türk vatandaşı. Türkiye bir hukuk devleti, yasaların müvekkilim içinde adil ve eşit bir şekilde uygulanmasını beklerdik. Kanaatimizce müvekkilimin işlemiş olduğu bir suç bulunmamaktadır. Bu suçun alt ve üst sınırlarına baktığımızda tutuklama tedbiri çok uygunsuz olmuştur. İnanıyoruz ki usul ve yasaya aykırı olan bu karar itiraz sonucu kaldırılacaktır. Yarın sabahtan ilgili mercilere itirazda bulunacağız konunun da takipçisi olacağız. Kendisi gayet güçlü durumda, tabi ki üzgünüz böyle bir karar çıkmasını beklemiyorduk. İsnat edilen suç ve cümleye bakıldığı zaman eleştirilsel boyutları olabilir. Ben bir hukukçu olarak isnat edilen suçun gerçekleşmediği kanaatindeyim hukuken. Fakat savcılık ve sulh ceza makamları farklı değerlendi. Tutuklama tedbirinin orantısız olduğunu düşünüyoruz” dedi.

AV. EPÖZDEMİR: ÜSLUP ÇİRKİN, TUTUKLAMA ŞARTLARI YOK
Şarkıcı Gülşen’in tutukluluk kararını Habertürk TV’ye değerlendiren Av. Dr. Rezan Epözdemir şöyle konuştu:

Meselenin bir sosyolojik bir de hukuki boyutu var. Gözönünde olan kişilerin hassasiyet göstermesi, üslubunu iyi kullanmasını gerektiğini düşünüyorum. Kullanılan ifadeler muhataplarını incitir, tahkir eder, zedeler. Sosyolojik açıdan ifadelerin yakışıksız olduğunu söylemek mümkün. Kuvvetle muhtemelen halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep bakımından bir kesimi diğer kesime alenen tahrik diyor. Kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde 1 ve 2 yıl cezalandırılır diyor. Bu söylemler nedeniyle kamu güvenliği açısından açık ve yakın tehlike ortaya çıktı mı çıkmadı mı? Kamu güvenliğin bozulmasına dair somut deliller gerekir. Tutuklama kararının isabetsiz olabileceği kanaatindeyim. TCK’nın 216/2’ye göre burada alenen aşağılamanın üst sınırı 1 yıl. Onun da ölçüsüz olarak olduğunu düşünüyorum. Özür dilemiş olması normal şartlarda suçu etkilemez. Yargılamanın safahatı esnasında pişmanlık duyması takdir indirim sebebi olabilir. İddianame tanzim edilip, kamu davası açılırsa. İyi hal indirimi dediğimiz durum bu. Söyleme üslubunu son derece çirkin buluyorum. Bana göre TCK’nın 216/1’e göre tutuklama şartları yok. İddianameden sonra bir sorgu yapılabilir, daha sonra tutuklama kararı değerlendirir. Bana göre mahkeme eylemi 216/1 olarak değerlendirdi. Gülşen’in bu suçu sebebiyle kamu güvenliği açısından açık ve yakın, somut bir tehlike çıktı mı, çıkmadı mı? Soru budur.

PROF. ERSAN ŞEN: TUTUKLAMA KARARI HUKUKİ DEĞİL
Konu siyasi, sosyal yönleriyle tartışılıyor. Konu iç siyasete çekildi. Hakikaten insanları kutuplaştıran bir durum var. Net fikrimi şöyle söyleyeyim, işin hukuku tarafını. İsnat edilen suçlama, işlenen fille uygunluk arz etmediği gibi, tutuklama da hukuki değil. Ben tutuklamanın gerekçesini de okudum. Gerekçe diyor ki, TCK 216. maddesi var. Burada iki fıkra tutuklama yasağı kapsamında. Hakaret suçu da tutuklama yasağı kapsamında. Taraflar birbirleriyle anlaşır, uzlaşır. Savcılık makamı “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçuyla değerlendirmiş. Somut olaya baktığımızda tutuklamanın şartlarını bahsedeceğim. Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip kesim. Bunlar var mı, yok. Bunu hakaret ederek değerlendirebilirsiniz, şikayete bağlı. Ama burada bir kesimi, diğer kesime tahrik olarak değerlendirme yapamazsınız. Kanun hükmünü yorumlayıp, olmayan suçu üretemezsiniz. Aleni kin ve düşmanlığa tahrik etme vasfına sahip olacak. Bununla da bitmiyor, kamu güvenliği açısından açık ve yakın tehlikenin ortaya çıkması halinde diyor. Yani kanun koyucu objektif şartlar aramış. Halkın, toplumun, kesimler arasında infialle, eylemlerle karşı karşıya kalması gerekir. Kamu düzeninin somut tehlikeyle karşı karşıya kalması gerekir. Sanatçının yeri belli, yurdu belli, kaçmamış. Elde delili karartacak bir şey de yok. Tutuklama bir tedbirdir. Ya adaletten kaçacak, ya da delil karartacak. Kararın kendisi delil elimizde diyor. Bence itiraz makamı olarak Asliye Ceza Mahkemesi’ne gidecek. Konu tekrar değerlendirilecek.

NE OLMUŞTU?
Gülşen, nisan ayında İstanbul’daki bir mekânda sahne almıştı. Şarkıcının, 4 ay önceki konserinden bir kesit dün akşam saatlerinde sosyal medyada paylaşıldı. Görüntülerde Gülşen’in bir kişi hakkında, “İmam hatipte okumuş daha önce kendisi, sapıklığı oradan geliyor” ifadelerini kullandığı görüldü.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, şarkıcı Gülşen hakkında konser verdiği sırada sahnede imam hatip liselilere yönelik sarf ettiği bu sözlerden dolayı TCK’nin 216. maddesi kapsamında, “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçundan resen soruşturma başlatmıştı. Başsavcılık, Gülşen’in kolluk görevlilerince mevcutlu bir şekilde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda hazır edilmesi talimatı da vermişti.

Konuyla ilgili ne dediler?

Bekir Bozdağ (Adalet Bakanı)

İmam Hatip Liseleri’ne ve İmam Hatiplilere karşı iftira, kin, nefret ve ayrımcılık yapan, bunu da ilericilik zanneden, esasında ilkellikten başka hiçbir anlam taşımayan bu çağdışı zihniyeti şiddetle kınıyorum. Sanatçı kisvesi adı altında kin, nefret ve ayrımcılık dili kullanarak halkın bir kesimini diğer kesimine karşı tahrik etmek, sanata ve sanatçılara da yapılmış saygısızlıktır. Hiç kimsenin halkımız arasında kin, nefret, düşmanlık ve ayrımcılık yapma hakkı ve hürriyeti yoktur.

Murat Kurum (Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı)

Yıllarca imam hatiplerin kapısına zincir vurmaya çalışanlar, milletle hesaplaşmasını imam hatipler üzerinden yapanlar görüyoruz ki hâlâ bitmemiş. Milletimizin alın teri ile kurulmuş imam hatiplere ve imam hatiplilere yönelik çirkin ifadeleri şiddetle kınıyorum.

Milli Eğitim Bakanlığı

Bir şarkıcının, konserinde imam hatip liselerimizi itham ederek bu camiaya yönelik hakaret ve iftira içeren sözlerinden dolayı kendisini kınıyoruz. Kuruluşundan bu yana ülkenin milli ve manevi değerleriyle nesillerin yetiştiği bu kurumlara veya herhangi bir okul türümüze ya da bu okullarımızda eğitim gören öğrencilerimize yönelik aşağılayıcı ve ötekileştirici sözlerin sarf edilmesi asla kabul edilemez. Bakanlığımızca söz konusu şarkıcının hakaret ve iftira içeren bu sözlerinden dolayı hukuki süreç başlatılmıştır.

Ömer Çelik (AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü)

Bu çarpık zihniyetin mazide kaldığını düşünüyorduk. Ancak farklı kisveler altında sürdüğünü görüyoruz. Bu nefret zihniyeti ülkemizde asla zemin bulamaz. Nefrete karşı insanlık değerlerini savunmaya devam edeceğiz. İnsanlık onuru her türlü nefretin üstündedir.

Numan Kurtulmuş (AK Parti Genel Başkan Vekili)

İmam Hatiplilere ya da bir başkasına karşı sorumsuz, ötekileştirici, aşağılayıcı, düşmanlaştırıcı ifadeler kullanmak kimsenin haddi değildir.

Hamza Dağ (AK Parti Genel Başkan Yardımcısı)

Ahlaksızlığı özgürlük, terbiyesizliği cesaret, hakareti maharet sanan şarkıcının topluma fitne tohumu ekmek dışında hiçbir katkısı yok. Parasını verir LGBT bayrağı açtırırlar, parasını verir İmam Hatiplere saldırtırlar. Soytarılığı sanatçı sananlar haddini bilmeli.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: Farklı hayat tarzlarına sahip gençlerin arasında uzun bir zamandır barış rüzgarları esmektedir. Amacını aşmış bir şakayı alıp, gençlerimizi birbirine düşürmektir hedef. Biraz daha iktidarda kalmak için, daha çok çalmak ve çırpmak için. Ey vatan kurtaran savcı ve hakim, “Çürükler, adiler, s**tükler, cibilliyetsizler…” bunlar kimin laflarıdır? Bunları bu aziz millete kim söyledi? Hukuka, adalete ihanet etmeyin; sanatçıyı hemen serbest bırakın!

Mehmet Uçum (Cumhurbaşkanlığı Baş Danışmanı)

Türkiye vatandaşı ama fiilen batıcı asimilasyonun çocukları dine değil İslam’a karşıdır. Kilise okullarını baş tacı eder, İmam Hatipleri aşağılarlar. Ezandan nefret eder çan sesini huşuyla dinlerler. Konu basit bir nefret suçu değil, ülkemize ve değerlerine derin bir düşmanlıktır.

Mehmet Nuri Ersoy (Kültür ve Turizm Bakanı)

Devletimizin güzide bir kurumunu, milli ve manevi değerlerimizle yetişmiş nesillerimizi hakaret yoluyla hedef alan sözler milletimizi incitmiş, vicdanlarımızı yaralamıştır.

Prof. Dr. Ali Erbaş (Diyanet İşleri Başkanı)

En zor zamanlarında bile milletimizin sahip çıkıp bağrına bastığı, hayra çağırmak, iyiliği yaymak ve kötülüğü ortadan kaldırmak için kurulan ve 70 yıldır bu gayeye önder olan İmam-Hatip Okullarına ve mensuplarına hakaret edilmesi kabul edilemez. Şiddetle kınıyorum.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.